Kreuzlingen 18 Ekim 70
Sevgili Ailem
Sizlerden ayrılalı bugün tam 3
hafta oldu. Geçen 21 gün içinde ancak iki mektubunuzu alabildim. İnsanın gurbet
ellerde ve çeşitli mahrumiyetler altında hele bütün gün akşama kadar ayakta
çalıştıktan sonra eve gelince, masasının üstüne bir mektup konmamış olması ne
kadar üzücü oluyor, bunu tahmin edemezsiniz. Öner'le Şener'in mektubu herhalde
elime geçmedi. Eğer henüz yazmadılarsa ayıp hem de çok ayıp!
Burası cebinde parası olmayan
için hiç de özenilip gelinecek yer değil. Para ödediğin her şeyin değerinin 4-5
mislini hesaplasa insan herhalde aklını kaçırır. Bir kahve 6 tl. bir gazoz 5
tl. yarım tavuk (ki en ucuz şey) 15 tl. bir sinema 20 tl. Bütün bunlara
karşılık fabrikadan ay sonunda sadece 400 ... alacağım. "Senin paraya
ihtiyacın yoktur, bir cep harçlığı verelim" dediler. Ayıp olur diye
pazarlık etmedim. Bu paranın 250 ...nı eve vereceğim. 150 kira, 60 kahvaltı, 25
kalorifer, 10 çamaşır, 10 yıkama, daha ütü filan da yapıyor, ona da olursa
bilmiyorum. Geriye kalan para 10 gün idare etmez insanı. Zaten şimdi 300 mark
para kaldı, o da ay sonuna biter. Kasım sonunda alacağım para da ancak ev
kirası ile dönüşüme yeter.
Hafta içinde işten çıkınca eve
gelip yorgunluktan 2-3 saat uyuyorum. Sonra yemek yiyip tekrar yatıyorum. Sabahları
işe geç gitmeme rağmen 6:30 da ayaktayım. Geçen hafta 2 gün öğleyin de
uyuyakalmışım. Yemek yemeden zor yetiştim.
Hafta sonunda ise tek eğlencem
sinema 4,5 markı verip giriyoruz. Burada en çok para tutan şey yemek. Öğle yemekleri
için 3 defa lokanta değiştirip en sonunda Migros'ta karar kıldım, en ucuzu
orası. Akşam yemeklerini bir piliç alıp evde yiyorum şimdi yarım alıyorum. Cumartesi,
Pazar ise geç kalkıp 12'de kahvaltı yapıyorum. Akşam üstü de bir yumurtalı
makarna hem öğle hem akşam yemeği yerine geçiyor. Dün de bir yumurtalı
makarnayı 20 ...'ga yedim. Ya paranın üstünü almadım ya da düşürdüm. Başka param
yoktu çünkü! İşte biz sıktıkça aksilikler birbirini kovalıyor. Bugün de 12'de
kahvaltı ettim. Saat 5'e 10 var. Önümde biraz büsküitle şürup var, onlarla
idare ediyorum.
Burada o fırtınadan sonra hava
bayağı düzeldi. Ama bir rüzgar esti mi de, iflahı kesiliyor insanın. Geçen Pazar
yazdan kalma bir gün vardı. Amriswil'e gidip (buradan 20 km) geçen seneki
bisikleti aldım ve onunla döndüm.
Fabrikadan eve evden fabrika'ya
gitmekten başka hiç birşey yapmadığım için yazacak birşey bulamıyorum. (Geçen
senenin tersi!) Türkiye'den de haberim yok. Buraya Pazartesi gününün gazetesi
Perşembe günü geliyor (o da Konstanj'a) hemen kapışılıyor. Ben işten çıkıp
gidinceye kadar gazete filan kalmıyor. İnşallah Bursaspor yine altlara
düşmemiştir. Evvelki akşam Lüksemburg uçak kaçırıldığını dün akşam da Kolera
başladığını söyledi o kadar.
Benim yakası mavi çizgili
lacivert kazağımla lacivert pelikan tükenmez kayıptı, onları bulursanız bir
zahmet bir kenara koyun.
Hepiniz inşallah iyisinizdir.
Şeneri tebrik ederim. Öner'in de işleri herhalde tamamlanmıştır. Beni merak
etmeyin, hiç değilse ayda 100 tl sına odamı iyice ısıtıyorum, dışarıya da 3 kat
kazakla çıkıyorum. Bir hasta olursam işte o zaman felaket.
Dedemin, annemin, babamın
ellerinden, Öner'le, Şener'in gözlerinden öperim. Hakkı, Melek ve herkese
selam.
Ömer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder