20 Ocak 1958
Salı
Sevgili Cankocuğum…
Yollamış olduğunuz kısa mektubu
şimdi aldım, kısa olmasına rağmen ne kadar sevindiğimi tarif edemem.
Nasılsınız? İyi misiniz ben iyiyim. Biraz evvel babam geldi. Ankaradan
dönüyormuş saat 2.5 tayyaresi ile Bursaya gidiyormuş. Babamla konuşurken
Schnestey sizin ve babamın yolladığınız mektubu aldım. Bizim mektep Şubatın ilk
haftası karneleri alıyoruz. Cankocuğum kusura bakmayın hepinize mektubu aynı
kağıda yazıyorum, çünkü başka kağıdım yok. Siz ne zaman İstanbul’a geleceksiniz?
Sizi bekliyorum. Mektubuma burada son verirken yanaklarınızdan öper mektubumun
cevabını beklerim. Sizi çok özledim.
Sevgili anneciğim…
Mektubunu aldım çok sevindim
biraz evvel babam geldi. Buraya gidiyormuş.
Hülyaya üç tekerlekli bisiklet almış,
evde Amerikalılardan kızılcık rengi bir masa almış çok güzelmiş. Seni çok
özledim nasılsın iyi misin? Ben iyiyim Hülya, Necla ablam ve Leyla ne
yapıyorlar? Bana diktiğin gri etek için teşekkürler. Eteği Cumartesi günü
babamla muhakkak gönder, tabii bu arada da benim pazen eteğide dikiyorsundur
değil mi? Ben orlon bluzlarımı iki defa giydim fakat leş gibi oldu. Anneciğim
senden bir ricam var; ama babama söyleme belki kızar, bana Bursadan yün bir
kazak al ve yolla ne olursun, herkesin bir yün kazağı var fakat benim lacivert
kazaktan başka kazağım yok, birde anneannemde benim çekmecemde beyaz triko
bluzum var onu yolla, jimnastik dersinde giymek için. Anneciğim mektubuma son
verirken ellerinden öper, mektubun cevabını çok acele beklerim eteği unutma!...
Cumartesi günü ….dan beni çıkarttılar. Yanaklarından öperim.
Anneannemi benim için öp.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder