31 Mart 2017 Cuma

Nihad Sayar'dan Nuri Karacan'a








27 Eylül 1972

Sayın Prof. Dr. Nuri Karacan,

Akademimize bağlı Şişli İktisadi ve Ticari İlimler Yüksek Okulundaki öğretim göreviniz için 1472 sayılı Kanunun 7 nci maddesine dayanarak aramızda yapmış bulunduğumuz sözleşme 31 Ekim 1972 tarihinde sona ermektedir. Akademi Senatosunun 25 Eylül 1972 tarihinde aldığı karara uyarak, bu sözleşmenin bitim tarihinden sonra yeniden bir sözleşme yapma hususunda gerek sizin, gerek Akademimizin serbest bulunduğunu bildirir, geçmiş hizmetlerinizden dolayı teşekkürlerimle saygılarımı sunarım.



Akademi Senatosu adına
BAŞKAN

Ord. Prof. Dr. Nihad SAYAR

29 Mart 2017 Çarşamba

Pertev Bilgen'den Nuri Karacan'a






Sevgili Nuri Kardeş,


Bir haftadır aşağı yukarı mektup almıyordum. Bu sabah 4 tane birden aldım. Tuhaf şey 4 ününde zarfları aynı 2 nişanlımdan, 1 senden, bir evden.
Geçelim bunu da. Nihayet geçen hafta cumartesi günü Modern san'atlar müzesine gittim. Alliance Fr. İle gidiyorum artık böyle yerlere. Mükemmel bir şey. Fransızca dinliyorum. İzahat almış oluyorum. Fevkalade bir şey. Hakikaten harika bir yer. Reproductionlarını gördüğüm resimlerim sahicilerini görmek. Pazar günüde Rodin ve Bourdelle müzesine gittim. Bunlarda harika idi. Meşhur olduğu için söylüyorum Rodin'in düşünen adamını gördüm. Sende görmüş olmalısın. Ben onu tek bir heykel sanıyordum. Meğerse bir kapı için yapılmış bir komposizyonun bir parçası imiş. Resim almak yasaktı. Ama punduna getirip 4 tane fotoğraf aldım. Düşünen adam, Kapının tamamı ve bourgeis de Calais. (2 tane). İyi çıktılarsa gösteririm geldiğimde.

Yarın dene Al. Fr. İle Louvre'a gideceğim. Grek Heykeli kısmı gezilecek.
Bilet işinin olduğuna cidden sevindim. Sağ olasın. Parisi nasıl anlatayım sana. Aslına bakarsan paris ama meşhur parisi dillere destan parisi kastediyorum. Bizim şehrimiz değil Sevgili Nuri. Bak anlatayım neden?

Şu meşhur paris evvela eylence şehri dinlenmeye daha doğrusu dinlendiğini sanıp daha fazla yorulmaya ihtiyacı olan zengin amerikalıların. nereden buldukları belli olmayan (parayı tabii, veya Amerikan Express bank (Travel Cheque) :)

Türklerin şehri= Çalıştığım ajansa asgari günde 4-5 tane Türk travellers cheque getiriyor= Onlar yalnız para harcamayı  Moulin Rouge'u, Folies Berger'i, Belkide Maxim's'i düşünüp yiyip içip eyleniyorlar. Onların aradığı her şey var. Pariste 20 gün kadar oluyor. Metroda 2 çocuk, 2 kadın 1 erkekli bir Türk ailesine rastladım. Kadının elinde bir paket (Creation ..... Fath) yazılı üstünde dönerken belkide bir hızlı manto alırlar olur biter. Birde arada sırada dönüşte tabii. Dostlarına "Ben Paristeyken" derler. (Senin Sevimli Ben paristeykenlerin bu .... dahil değildir bilesin). Belki de parisin sıcağından şikayet edip hiç 20° den yukarı çıkmadı. Gelecek sene Cote d'Azur'e gitmek niyetinde olduklarını söylerler olur bityer be Nuricik.

Paris bir bunların şehri Nuri. Bu gibi kimselerin anlatacağı çok şey olacaktır eminim.
Paris belki birazda Türk Talebelerinin şehri. 70.000 Fr. alıyorlarmış ayda. 2 tanesine rastladım ve topu topu 10 dakika konuşup ayrıldım. Bir daha da görmedim. Ayın 20 sinde paralarının bittiğinden şikayet ediyorlardı. Dün akşam ..... dönüşte 5-6 kişilik bir gruplarına rastladım metroda. Hiç sesimi çıkarmadan çevrelerinde durdum hep. Meraktan bakalım ne yapacaklar diye. Hani İstanbulda Yedikuleli yakışıklı olduğunu sanıp saçlarını yağ küpüne sokan esmer delikanlılar vardır. Onlar gibi idiler. Ve metroda ayak (Afedersin ceketleri tıpkı o esmer delikanlılar gibi omuzlarında idi). Tavuk etrafında horoz hani bir tuhaf dönüp kur yapar (Güvercinde yapar ama bir asildir onunki). Asaletide sıradan gelir ki 1 tek güvercini vardır erkeğin. İşte horoz gibi bir tuhaf dönüyorlardı sarışın çevresinde. Esmer olmanın verdiği gururla. Concorde,da indirler. Belki Montmarte,a belki Erbile gidiyorlardı. Bilmiyorum. [(Bu heriflerin hepsi Al. Fr.de yatıp yiyip içiyorlar, yeni ....... Ağustos imtihanında hiç biri (1 senedir ......) lisan diploması alamadı.] paris birazda bu heriflerin şehri Nuri. Devlet baba gönderiyor onlara.

Paris birazda kimseye bağlı olmayan daha doğrusu gayesiz gençlerin şehri. Zenginlerini /samimi değil yukarıda anlattığıma göre fukara (benim gibi) gazyesizlerin. Ayda 25-30 bin geçiyor eline belki bu adamın. Bu adam daha çok yola resim çizen (sözde genç artist-........................) genç artist. Ha Nuricik senin dediğin gibi. Geceleri Pigalle  de fişek atıyoruz. Gittiğimde gördüm sokaktaki sıraların üstünde amerikan salatasıyla şarap içip gelip geçen kızlara (tout seul) diye asılıyor. Belkide St. Michel deki [Cave]larda kafa çekip kestiriyor. İsanın bir sözü var bir yerde rastlamıştım- Yarınını düşünme- diyor. Aklı başında tefsirciler bunu nasıl tefsir etmişler. Okudum biliyorum ama geceki o genç bunu bugün yaşa da yarına allah kerim diye anlamış olmuş bitmiş.

Nuri Usta (öğlen yemeği yedim geldim).
Biraz da bize gelelim.
Yukarda anlattığım paris benim-bizim- parisimiz değil. Bizimki de şu: Evvela çalışmak: gidip bankada çalışmak evvela. -Arenne Paul Doumen 93. Agence K (Pessy)- Sonra daha doğrusu bankada bulunmak ve Fransızca çalışmak. Al. Fr. Devam etmek. Ancak geceleri saat 10:30 da otelime döne biliyorum.

Parisin bizim için yaşanacak bize hitap eden tarafları yok mu. Var. Paris birazda hatta bütün aksi sözlerime rağmen daha çok bizim şehrimiz. Biz entellektüel(!)ler içinde görülecek çok şey var. Müzeler, Abideler, Kiliseler, Adalet sarayları vs. vs. Mümkün olduğu kadar beleşine bu tarafı yaşamaya çalışıyoruz parisin bizde. O kadar Nuriciğim. Bir Türkle beraber gelmiş 2 gün beraber dolaşmıştık. Ben fotoğraf çektikçe "Boş ver şu taşların fotoğrafını çekmeyi de ver makinayı önlerinde senin fotoğrafını çekeyim" diyordu. İşte bizde durmadan bu taşları geziyor fotoğraflarını çekiyoruz. Fransızcayı öğrendik mi? Eh biraz. Okuduğumu biraz daha rahat anlıyorum sanki. Derdimi anlatıp dert dinleyecek kadar (hızlı konuşurlarsa bir bok anlamıyorum) da konuşuyorum. 1 ay daha bıradayım. Maşallah oldukça faydalı olacak bu geliş benim için. 

23 Mart 2017 Perşembe

İnci'den Şermin'e






12 Şubat 1991

Pek sevgili Şermin ablacığım,

Ümidederim ki iyisinizdir? Doğan tamamen iyileşmiştir, Selimlerde dönmüştürler. Dün İzmirdeyken telefon ettiğinde bulunamadık, İzmire gitmiştik, Nuriyeden iyilik haberlerinizi aldık memnun olduk. Bizde hamdolsun iyiyiz. Çocuklardan iyi haberler alıyonuz inşallah iyilerdir! Birgül Hanımlar hepsi çoluk çocuk seni sorup, selamlarını gönderiyorlar. Bu günlerde burada havalar yumuşak, geçen günlerdeki gibi soğuklar kalmadı çok şükür. Ben soğuğu hiç sevmiyorum. Sinüzitten sonra ne çok soğuk ne de çok sucak istenmiyor..... Ne yapalım idare ediyoruz artık. 18 Şubatta olurda telefonda bulamam diye şimdiden yazıyorum. İnşallah her türlü iyilik ve güzelliklerle bu güller gibi nice 18 Şubatlar...

"Çok yaşa, iyi yaşa inşallah... En derin muhabbet ve hasretle o gün seni en iyi temennilerimle bir kere daha hatırlayıp kucaklar pek çok öperim, benim canım ablacığım.

İnci

Sevgili Şermin,
İnciye ve yazdıklarına iştirak ederim.
En iyi temennilerimle.

(Yanda yazan yazı)
Nuriyede, hürmetleriyle tebriklerini sunuyor.
Ay melek Hanıma bilhassa selam ve sevgiler.


Şermin ablacığım,
Sana çok küçük bir hatıra yolluyorum, üzerinde dualarımızı taşıyor sadece. Sıhhat, afiyetle, neş'e ve keyifle ellerini ve yüzünü kurularsın inşallah! Bunu her havludan daha ferah eline almanı candan dua ederim. Sakız Adasının sakızından ancak bunu bulabildim. Bu ara gemiler hiç getirmiyormuş afiyetle kullan, yarasın inşallah! Bu paket seni evde bulur zahmete sokmaz temenni ederim.
Bir kere daha hasret ve muhabbetle kucaklarım. Hepiniz allaha emanet olun.

İnci

10 Mart 2017 Cuma

Anneye Yazılmış Yarım Bir Mektup







Köln, 4.1.92
Sevgili Anneciğim,

Önce yeni yılınızı kutlarım. Burada yılbaşından beri havalar ılık geçiyor, sıfırın üstünde 8,9 derece, henüz yün fanila giymiyorum. Arasıra yağmur var. Telefonda çok kısa konuştuğumuz için mektup yazıyorum. Siz nasılsınız? Kardeşimin size yakın yerde bulunuşuna sevindim. Dün ben de Ali'den yılbaşı kartı aldım, evinin adresini yazmış ben de ona cevap vereceğim. Sevindim imtihanlarını başarmış. Biz hepimiz iyiyiz. Şiir 200 kilometrelik iş yerinden döndü. Halen işsiz. Son oyununa ben de gittim. Benim araba ile 2 saatlik yol gidip gelme 400 kilometre. Orada ki eşyalarını topladık. Ben de bu ara arabanın tamiri için 503 Mark ödedim. İyi ki 3000 markı yolladınız. Zaten 1000 markını da Şiire olan borcum için verdim. Çünkü yılbaşından itibaren çalışmıyor. Hepsi 3500 Mark borç vermişti. Sizin göndereceğiniz faizlerle yavaş yavaş Şiire olan borcum ödenir. Hasan için de şayet bir aksilik çıkmazsa 9 Ocak Perşembe günü gelecekler ve Hasanı hastaneye götürecekler. Son zamanlarda karnı çok şişti, devamlı içki içiyor, bir de diş problemi var, her halde protez yapılacak, çünkü ağzında diş kalmadı. Bu veslie hastaneye yatarsa bir an önce tedavi edilir. Anneciğim siz bana telefonda son satış parasını İmar Bankasına yatırdık dediniz. Burada televizyonda gösterdiler o banka iflas etmiş, hatta aldıkları mark hesabını geri ödeyemedikleri için şimdi mahkeme devam ediyormuş. Ben ayrıca buradaki Ziraat Bankası müdürüne sordum. Sakın büyük paralar yatırmayın geri alamazsınız devlet o banlaya el koydu, dedi. En yüksek faiz vererek milletten paraları topluyormuş.



8 Mart 2017 Çarşamba

Tamila'dan Aliyecan'a (ikinci mektup)









Aliyecan

Merhaba. Geçen Pazar mektubunu aldığımda çok sevindim. Hergün sana mektup yazmak istiyordum yalnız vakit bulamıyordum. Şimdi pazartesidir eczanede oturup mektup yazıyorum. Aliyecan bilmiyorum orada bura hakkında neler söylüyorlar, yalnız bizim halimiz çok iyidir. Nigaran olacak bir durum yoktur. Burada da heva soğuktur, yalnız şimdiye kadar hala yakit durumu fena değil, iş yerim çok sıcaktır evimde iyidir. Şimdi bulunduğum şeher, Tebriz gibi çok soğuk şeherdir. Aliyecan bilmiyorum geçen mektupta yazmişdım ya yok. Şufayli bir kat kiralamış, kirasi biraz pahalidir, yalnız şimdi burada yalnız yaşiyorum. Perviz Tebrize gediptir böyle bir kiraladım, iki katli bir evdir ki üst katinda ben ölüyorüm. Aşağı katta sizlerden iyi olmasın bir karı, koca ve iki çocuk yaşıyorlar. Kocası öğretmendirler. Bana çok iyi yardımcı oluyorlar. Aliyecan evim bom boşdur, bu alti ayda ancak mutfak eşyasini biraz alabilmişem ki pervizde yardim etti, bir odayada biraz eşya almişam. Pencerelere tul perde vurmuşam, kalin perdelik kumaşda almişam yalniz dikiş makinesi olmadığı için hala dikememişim. Teyzem annemin söylediğine göre bir dikiş makinesi verip hala elime yetişmiyim. Aliyecan yöreğim istiyorki bir odayi şark evleri gibi düzeltem amma o kadar param yok ki hali filan alam bakalim ne yapacağim amma kendime göre bir ev kurmağa başladiğim için çok seviniyorum, yavaş yavaş en sonunda kendime göre uygun bir ev doğrultarim amma herhalde bir kaç sene sürecek. Aliyecan yazin ....... gelmeğye karar vermiştim deniz kıyısından döndükten sonra oraya gelecektim ki bu iş bulundu, şimdi yedinci aydir ki çalişiyorum bir gün izin alip leylayı yolcu etmek için tahrana gettim. Leyla otobusle İstanbula geldi oradan Lıondraya geldi. Sizin adresiniz ve hedice hanimlarinkini vermiştim yalniz yetiştiği günü uçak olduğu için ayni gün londraya gedip gece evinden ablamlara telefon etti. Aliyecan izin alabildiğim gün oraya geleceğim. Annem bir aya yakindir ki her gün buraya gelmek istiyor amma hala gelmiyip. Benden iki haftaya yakindir ki anneme telefon edememişem ablamlar herden telefon ediyorlar bugün yapabilirsem öğlen gedip anneme telefon edeceğim.

Aliyecan, Leylanin oğlu pek tatli bir şeyidi, bir kaç gün annemle buraya gelmişdirler, şimdi onun yaptikları hatirıma geldiğinde onu çok özlüyorum. Resimleri bende asla yok. Yoksa sana haman gönderirdim görürdüm. Her iki çocuğu ortamin üstünde güzeldirler.

Aliyecan Behiye hanimin bu duruma duşduğuna çok uzuluyorum, çünkü çok iyi bir durumdaydi, o evi alması onu o duruma koydu. Müharrem beyle aziz onu bu durumu koydu. Aziz ne yapıyor hala Amrikada mi yo yok?

Aliye Lizzet en sonunda kimle evlendi? Ne kadar darahma verdiler? Düğünden hiç bir şey yazmamişsindir. Aliyecan ben hadice hanimlara mektup yazmişimdir yalniz hala cevap yazmamişar. İrana geldiklerindede hiç onları göremedim yalniz telefonla konuşabildim. Hüseyne düğün tüttülur, düğüne de gedemedim.

Aliyecan çok özür dilerim, buraya geldiğimden başim oyle kalabalikti ki her zaman bayram bittikten sonra hatirliyorum ki size kart yollamamişken bu kerede bu vazifemi yapmadiğim için beni aff ett bundan böyle daha hiç bir zaman böyle bir iş inşallah yapmam. Yine mektupla yeni yilinizi kutlar hayırli ve neşali ve selametli yil arzu ederim.

Aliyecan Hasip bey nasildir, ne yapiyor inşallahki iyidir. Benden selam söyle ve halini sör. Pervizin hala çocuğu olmayıp ne zaman olacagini de pek bilmiyorum. Ümide ne Necla hanima bütün tanidiklara da selam söyle. Başini ağırttim allahısmarladim. Öperim seni.

Tamila


1981-1-6

6 Mart 2017 Pazartesi

Sevgilisinden Türkan'a







Antakya
17.09.942

Sevgili Türkan:

Bir sürü yarım kalmış ve gönderilmemiş mektuplardan daha geçenlerde İskenderunda yazdığım mektubuda göndermek imkanım olmadı. Fırsat düştüğü zamanda günü geçmiş olduğundan göndermedim.

Fakat bu mektubumun geciktiğini de bildiğim için o eski mektubu müdafaaname olarak gönderiyorum. Bu gecikmelerden dolayı bana kızmayacağını veya kızmış isen affetmeni rica ederim. Emin ol türkan bu mektubu bile ne şartlar aştında yazdığımı bir görsen halimize acırsın. Saat 8 den 12 ye, 13.30 dan 20.00 ye kadar .......la çalışmak ve bu arada her gün belki yüz kişiye dert dinlemek tahammülümüzü aşıyor. 2-3 günde saman veya nohut, fasulya, ..... almak üzere köylere gidip gelmemide hesaba katarsam bana hak vereceğine eminim.

Üzüntülerimle seni de üzmek istemem, fakat dert yanacak en yakın kimse bu dünyada senden başka kim var değil mi güzelim?

Geçenlerde bir mektubunu aldım. Mahfelde oturuyordum. İstanbullu bir yazıcı er var. Onu gördüm. Üç günden beri İskenderunda olduğum için mektup gelmesi ihtimaline binaen bu eri çağırtarak sordum. Aynen şöyle söyledi:

- Komutanım. Türkan Hanımdan bir kart bir de mektup var. Hatta mektup yazacağını, endişe etmemekliğimizi söylüyor. Şimdi gidip alaydan .... getiririm dedi.

(....... koş) diye emir verdiğim halde yüzüme bakmakta devam ettiğini görünce sebebini sordum: (Efendim müjdemizi unuttunuz) dedi... Mektubu ne kadar merak ettiğimi bildiği için en nazik yerimden yakalamıştı. Derhal elimi çantaya atarak bir gümüş lirayı avucuna sıkıştırdım. (Marş Marş) dememle herifin fırlaması bir oldu.

Bu mektup beni adeta çocuk gibi sevindirmişti. Nasıl okudum bilsen. O günümün neşemin sebebi sen olmuştun "Sağ ol" güzel Türkanım.    
Sana ufak bir ricada bulunacağım:
(Kanaat Kitapları) neşriyatından olan (XXX) Andre Maurois-(Yaşamak Sanatı-Hayatın Küçük Felsefesi)  isminde bir kitap vardır. Tercüme eden (L.C.), Tercüme Tarihi 1939 dur.
Bu kitaptan bir tane al, hatta sen de al, bana gönder. Eğer bulamazsan bana yaz, ben İstanbula ısmarlayacağım.

Seni mektupsuz bırakmamak için acele olarak yazdığım şu mektubu hoş gör.
Sevgi ve selamlarımı yollar, bir an evvel ankara'ya gelerek sana kavuşmak için can attığımı ilave ederim güzel sevgili.




3 Mart 2017 Cuma

Kardeşinden Ağabeyine







6/VIII/74
Bad Lippspringe


Kıymetli Ağabeyciğim,

Mektubunun cevabını izinde olmam dolayısiyle ancak şimdi cevap veriyorum. İnşallah izininizi iyi kıymetlendirmişsinizdir.

Burda havalar çok bozuk iki gün açık olsa beş gün kapalı ve yağmurlu. Daha şimdiye kadar derecenin 20° üstüne çıktı gün görmedim. Daima geceleri muntazaman hafifde olsa kaloriferleri yakıyorlar. Güya burası sayfiye yeri. Allah milletine bağışlasın deyip geçersin.

Ağabeyinin mektubunu aldım. Kısa zamanda cevaplayacağım merak etmesinler. ............................... Kuzen için baya üzülüyorum. Elimden fazla bir şey gelmiyor. Ama yakında her şey yoluna girecek inşallah.

Ağabeyciğin çalışma müsadesi geldi. İki senelik çalışma müsadesi vermişler. Kalmak istersen daha sonra uzatmak imkanında var. Ama zaten lüzum kalmıyacaktır. Çalışma müsadesi gelince tabii maaşda vediler. Fakat vermeleri icabettiği grubtan değil daha aşağı grubtan vermişler. İtiraz edeceğim eğer verirlerse ne ala vermezlerse intikam.....................

Kısa zamanda çocuk kliniklerinde yer bulursam oraya geçerim. Bulamazsam dönerim. ..... oluşumumu şimdilik kimseye bahsetmesen iyi olur.

Yalnız çalışma müsadesinin geldiğini .................... söylersin kafi. Ortalama elime 4500 Mark geçti. Bin Mark daha önce çekmiştim. Hepsi net 5500 Mark ediyor. Sigortası, ev kirası ve yemek çıktıktan sonra. Halbuki vermeleri gereken miktar 7500 Mark idi.

Ağabeyciğim bu alacağım paranın iki bin Markı ...... göndermek istiyorum. Kızının 5000 tl yeni açtığı hastaneye her ne kadar zahmet....., telefon edip selahiyetli zata makbuz mukabilinde veriver. Ama şimdi değil taki para ...... gelinceye kadar lütfen verme.

Yalnız muayenehane kirası ödenebilir. İstemiş olduğunu kağıdı gönderiyorum. Ağabeyciğim şimdilik bu kadar ellerinizden öper selam ve sevgilerimi iletirim.


Mürşidiye selamlar hürmetler yavrunuzun gözlerinden öperim. 

2 Mart 2017 Perşembe

Dilek'ten Sibel ve Remzi'ye








Sevgili Sibel'ciğim ve Remzi'ciğim

Geçirmiş olduğunuz bir ay nasıl mutlu,sıhhatli ve huzur içinde geçdiyse, gelecekteki ayların da aynen geçmesini temenni ederim.

Kardeşiniz

DİLEK