27 Şubat 2017 Pazartesi

Şemsettin Yelkin'den İş Arkadaşlarına





Ankara, 23 Eylül 1960


SAYIN ARKADAŞLARLA BİR HASBİHAL


15.7.1960 tarih ve 23 sayılı kanunun 3 üncü maddesi gereğince, Bankamızda teşkil olunacak "Müdürler Kurulu"na, Müessesemiz memur, müstahdem, müteferrik müstahdem ve işçilerinin reyleriyle seçilecek üyenin namzetler seçiminde en fazla rey almak suretiyle, Bankamız Merkez teşkilatının teveccühünü kazanmış bulunuyorum.

46 yaşındayım. İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Okulundan 1940 yılında mezun oldum. 1942 yılından beri Bankamızda en küçük kademlerden başlıyarak, kendi sayü gayretim sayesinde, Muhasebe Müşavirliğine yükseldim. 1953-1954 yılları da Paristeki muhabirlerimiz nezdinde mesleki tetkiklerde bulundum. Evli ve iki çocuk sahibiyim.

Yukarıda zikri geçen kanuna göre, seçilen üç adaydan en fazla rey alabilenin Müdürler Kuruluna üye seçileceği yüksek malumunuz bulunmaktadır. Bu şerefli vazifeye kıymetli reylerinizle seçildiğim taktirde, değerli arkadaşlarıma layık bir şekilde çalışacağımı ve bilhassa aşağıdaki hususlar hakkında büyük bir dikkat itina sarf edeceğimi söylemekle, kendimi bahtiyar addederim.

Bankamız Yüksek İdare Teşkilatında yeni bir merhaleye yol açacak olan bu vazifeye, Müdürler Kurulunun diğer işleri arasında, bilhassa Bankamız personelinin hak ve hukuku konusunda yalnız ve yalnız kanun, nizamname ve talimatlara uygun olarak ve vicdanımın sesinden başka hiç bir kuvvete boyun eğmeyerek bakacağım.

Dünya Merkez Bankalarında olduğu gibi, Bankamız memur formasyonuna daimi olarak yüksek bir seviyede bulundurmak için, gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında lüzumlu görülecek çalışmalara geniş şekilde bir yer verilmesine azami derecede çalışacağım.
Kıymetli arkadaşlarıma şimdiden teşekkürlerimi sunarım.

T.C. MERKEZ BANKASI A.Ş.
MUHASEBE MÜŞAVİRİ
Şemsettin Yelkin 

Babasından Oğlu Bülent'e





Çanakkale 14.9.40
Askeri Hastane

Sevgili evladım Bülentciğim,

Sana arzu ettiğim şekilde iyi bir tahsil veremeden hayattan ayrılırsam çok müteessir olacağım. Zira bir babanın oğluna bırakacağı en büyük ve en kıymetli miras, ona vereceği iyi tahsil ve terbiyedir. Mal, mülk, para başarı fayda yerine zarar da verir, ve ne kadar bol olursa olsun bir gün yine biter. Fakat kafanda bir bilgin elinde bir hünerin varsa, her zaman hayat mücadelesinde muvaffak olursun. Seni zeki ve muhakemesi yerinde bir çocuk olarak tanıdığım için daha fazla yazmayı luzumsuz buluyorum. Fakat yazıma son vermeden şu bir kaç öğüdümü dinle:

1- Anneni ve ablanı daima himaye et.

2- Kimsenin hakkını yeme ve başkasının da seninkileri yememesine dikka et.

3- Karşındakine hörmet et ki seni de saysınlar.

4- Kimseye, hudutsuz itimad gösterme zira zarar insana azami itimat ilamdan gelir.

5- Kimseye, hakkında itimatsizlik beslediğini his ettirme ki aleyhine dönmesin.

6- Bu öğütlerimi iyi oku ve sakla, her sene bir kere oku, her sene .....sini daha iyi anlarsın, olmaz mı benim sevgili evladım.


Gözlerinden hasretle öperim

Baban

23 Şubat 2017 Perşembe

Öner'den Ailesine







12/7/1971
Dükkan, saat 2


Sevgili Ailem

İlk önce, tahminimce iyi geçen seyahatinizin aynı şekilde devam etmesidir. Beni meraklandıran tek nokta 6 gün önce çıktığınız yolculuktan daha elime bir kart bile geçmeyişidir.

Bizleri hiç merak etmeyin, dedeyle beraber gül gibi geçinip gidiyoruz. Cuma günü üniversite imtihanına girdim. Sonucu hakkında birşey söyleyemem ama geçen seneden daha başarılı demekle yetinebilirim.

Babacığım; dükkandaki iş durumu hakkında Ekrem Beyin ve Dayımın malumatlarını aldım, söylediklerine göre işin normal şekilde gittiğini, herşeyin normal olduğunu ve burayı düşünmemenizi rica ettiler.

Şimdilik sizlere söyleyeceğim başka birşey yok, ben 5 tane olan Hürriyet gazetelerini yolluyorum. İsviçre'de hayırlı işler, diğer ülkelerdede hayırlı yolculuklar diler, ellerinizden öperim.
Dayımın, Ekrem Beyin ve diğerlerinin çok selamları var.

Sık, sık kart BEKLERİM.

Oğlunuz;

ÖNER

22 Şubat 2017 Çarşamba

Hasan Telli, Şevki Akyürek ve Cahit Baykal'dan Ziraat Bankası Şişli Şubesi Müdürlüğüne





T.C. Ziraat Bankası Müdürlüğüne

ŞİŞLİ

Baş Veznedarımız Ö.Faruk Gündüzlüden Verilen şifai bilgiyle aşağıda ismi ve imzası bulunan bizler vezneye girmekten men edilmiş bulunuyoruz. Bu durumun neye istinat ettiği hakkında hiç bir gerekçe tarafımıza bildirilmemiştir.

Bir neden gösterilmeden görevimizdin men edilişimiz bizleri huzursuz ve tedirgin etmektedir. Bu durum karşısında arkadaşlarımızın yanındada gururumuz zedelenmiştir.

Eğer bir suç unsuru bulunmuşsa bunu bizimde bilmemiz en tabi hakkımız olduğu kanısındayız.
Durumun açıklığa kavuşması için gerekli soruşturmanın yapılmasını arz ederiz. 25.5.1976

Saygılarımızla

Vezneci                               Vezneci                              Vezneci
Hasan Telli                          Şevki Akyürek                   Cahit Baykal
(S:24239)                            (S:25358)                            (S:27807)


(El Yazısı)
Sonradan bu müracaatlarının olmamış farzedilmesini şifahen bana söylediler ve bu hareketlerinden dolayı af dilediler.                


21 Şubat 2017 Salı

Nail'den Oral'a





12-12-72


Sevgili Oral,
                
Bundan evvelki mektubumu herhalde aldın.
Biz burada ayın 20 sinde Ocak 4 de kadar Noel tatiline giriyoruz.
Notre Dame da kimse kalmıyor. Herkes ailesinin yanına gidiyor. Bende Frankfurt'ta 1 veya 2 günlüğüne gelmeyi aklımdan geçirdim. Mümkün mü? Sadece fikir olarak soruyorum. Sana herhangi bir rahatsızlık vermesin. Orası nasıl bilmiyorum, burası gibi mi, zira burada boş oda çok. Herkesin 2 odası var.
(........+.............)
Tekrar ediyorum, sakın sana bir engel teşkil etmesin.
Haberlerini bekler, gözlerinden öperim.



Nail

20 Şubat 2017 Pazartesi

Ziya Güner'den Kamil'e





28/10/937

Kamil,

Üzüntünü takdir ederim. Fakat müspet bir netice almadan mektup yazamadım. Sizin işinizle uğraşıyoruz. Çok şükür bugün hallettik. Mersine verildiniz. Yakında emriniz gelir ve size malumat veririz. Sizi vandan Mersine aldırmak kolay bir iş değil. Aceleye de lüzum yok.
Emrinizi bekle. Sana hareketini ayrıca bildiririz.
Selam gözlerinden öperim.

Direktör V.

Ziya Güner

Oya'dan Bülent'e (üçüncü mektup)







9 Şubat 1963

Bülentciğim
Sana kızdığım mektup yazmamağa karar vermiştim. Ama telefonda sesini duyar duymaz fikrimi değiştirdim.
Bugün öğleden sonra mobilyacıya gidip çarşambaya eşyaları teslim etmesini söyliyeceğim. Parasınıda malları aldığım zaman öderim.
Bizim işlerde aşağı yukarı bitmek üzere.
Asıl mesele bu kadar eşyanın yollarda hırpalanmadan oraya gelmesi. Eğer izin almayıp dönüşte bizimle gelirsen çok iyi olacak.
Artık senin yanından ayrılmak istemiyorum. Tabii sen istersen. Bir kaç gündür camii gezmekle meşgulüm. Hele gelin olacak bir insan çok sevapmış.
Bende bol bol dua edip namaz kılıyorum.
Hayatım biz geldiğimiz zaman evin temizliği için sana gelen gündelikçiği bir kaç gün tutacaksın. Eğer daha evvelden haber verirsen iyi olur.
Hasretle dudaklarından öperim.
Sevgiler

Oya

15 Şubat 2017 Çarşamba

Nevzat'tan Faruk'a






Not: Paket belki biraz
gecikir.

16/12/969

Faruk,
Sana bugüne kadar geç cevap vermekteki sebebim işin neticesini beklemem oldu.
Bugün Almanyadan mektup aldım. Camlar 9/12/64 tarih No:953 posta ile İtfaiye müdürlüğüne gönderildi.
Yalnız İsviçre, Almanya'da kırmızı renkli cam mevcut değil ve yapılmıyorda. Kesin olarak netice bu.
Posta ile gönderilen camlar kırmızıya çok yakın Turuncu rengidir. Bilmem iş görecekmi.
Çap ölçüsüde 16,dır. Bu mühim değil. Orada bunu uydururlar herhalde.
Yeterki camların rengi ....... uysun.
Yılbaşında oradayım. Gelince görüşürüz.
Selamlar.


Nevzat



Ahmet Katıkaya'dan Öğretmeni ve Arkadaşlarına





5-10-978



Sevgili Öğretmenim ve Arkadaşlarım.

Sizlere daha önce mektup yazamadığım için bana darılmayın, çünkü işlemler tamamlandığı için üç gün okula gidemedim. Üç günden sonra ise naklimin gelmesini bekledim. Çağlayandaki okulumun adı Ziya paşa ilkokulu, sınıfım 3/E, Numaram 98 oldu ve öğlenci oldum.

Sizleri çok özledim, başka yazıcak bir şey bulamıyorum. Öğretmenim sizin ellerinizden öper, arkadaşlarımın yanaklarından öperim.




Ahmet Katıkaya

9 Şubat 2017 Perşembe

Oya'dan Bülent'e (ikinci mektup)


,






12 Aralık 1962

Bülentciğim

Mektupların üst üste gelince bayağı sevindim. Demek beni düşünüyorsun. Artık iki sayfayı dürüst olarak doldurmuşsun. Herhalde eve mektup kağıdı aldın.

Bana Gönül iyi pilav pişiremiyor diye bir şeyler yazmışsın. Hiç üzülme ben ondan beter pişiriyorum.
Nikah ve düğün işi halledildi. Sen telefonda öyle şey olmaz diye söylendin.

Şekerim bayramda nikah olmuyormuş. Sana gidip gelmek zor olacak.

Ama Ocak ayında karın olacağım. Tabii bir ay yine ayrı yaşayacağız.

Fakat çok çabuk geçer, artık tamamen senin yanında olacağım. Bugün perdeleri yolladım. Adama söyle bu parçalardan muhakkak yemek odasına kısada olsa bir şeyler çıkarsın.

Çünkü başka perde yok. Onun için rica ediyorum, bu işle meşgul ol.

Sana zahmet oluyor ama ben gelince sende rahat rahat sabahtan akşama kadar yatar uyursun.
Dün gece rüyamda seni gördüm. Gayet uslu yanımda yatıyorsun.

Artık çabuk gel. Çok özledim. Birazdan sokağa çıkıp mektubumu atacağım. Sonrada Özen e çaya davetliyim.

Hasretle dudaklarından öperim.

Kendine iyi bak fazla yorulma.

Oya


Cevabı on gün sonrada yazsan olur.  

8 Şubat 2017 Çarşamba

Gürol'dan Halasına




,


18 KASIM 76
ŞİKAGO

SANA ÇOKTANDIR MEKTUP YAZAMADIK, KUSURUMUZ BÜYÜK. YALNIZ SON BİRKAÇ AY ZARFINDA CİDDEN MEŞGULDÜK, BİLİYORSUN ESKİ EVİ KİRAYA VERDİK VE YENİ BİR EV ALIP ORAYA TAŞINDIK DOLAYİSİYLE YERLEŞME TELAŞI ÇIKTI. FAKAT ŞİMDİ ÇOK ŞÜKÜR YERLEŞTİK VE YENİ MUHİTİMİZDEN DE MEMNUNUZ.

ŞİMDİ REYHANIN ERKEK KARDEŞİ MEHMET DE BURADA VE 1/2 AYLIĞINA BİZİ ZİYARETE GELDİ.

TORUNUN LEVENT KOCAMAN ADAM OLDU, ARTIK 20 AYLIK VE EVDE CİRİT ATIP DURUYOR, ONUNDA İNŞALLAH BİR RESMİNİ ÇEKİP GÖNDERECEĞİM.
HALACIĞIM BUNDAN SONRA SANA HER AY 65 DOLAR GÖNDERECEĞİM. TAHMİNEN MEKTUP HER AYIN 25 İ CİVARINDA ELİNE GEÇECEK. EĞER MEKTUBU HER AY, AY BAŞINA KADAR ALMAZSAN HEMEN BABAMA TELEFON ET. O BANA HABER VERECEK VE BEN BURADAN TAKİP EDECEĞİM.

SENİ HASRETLE KUCAKLAR, ELLERİNDEN ÖPERİM.

OĞLUN

GÜROL

Tolga'dan Oğluna








Münich 28.V.957


Canım oğlum

İmtihanların her halde yeni başlamış olacak ki bana mektup yazamadın. Seni mazur görüyorum. Fekat halandan da almadım.

Benim ayağım gün geçtikçe daima daha iyiye gidiyor. Bütün dikişler alındı. 3 gündür bastonla yavaş yavaş yürümeye başladım. Bir taraftan her gün 5-6 defa 10-15 er dakika salonda baston ile yürürken, sabahları da meşhur madmazel Şön masaj yapıyor, jimnastik yapdırıyor. Bu da yarım saat sürüyor ve beni iyice terletiyor. Hemen çamaşır değiştiriyorum.

Dün profesör yine odama geldi. Yürüyüşümden çok memnun kaldı ve yavaş yavaş bastonların birisini bırakabilirsiniz dedi. Yarın da Allah kısmet ederse ilk defa banyo yapacağım. Sonra bir yenilik daha: Bana da, seni gibi tabanlarımın altına levha yaydılar. Bugün ilk defa onları koydum. Fekat benimkiler şeffaf, cam gibi, ne hafif. Eğer ayağının kalıbını alıp hemen gönderebilirsen sana da aynısını yaptırırım.

Sevgili gözlerinden öperim, canım oğlum. Sen de benim için babaanneni ve halanı öp.

Tolga

7 Şubat 2017 Salı

Tamila'dan Aliyecan'a









Aliye Can.

Merhaba. Mektubunu bir kaç hafta önce aldım çok sevindim, aylar olurdu ki senden mektup almamişdim. Ben yazın evvellerinde mektup yazmisdim yalniz cevap alamadim, bu son mektubundan önce de kart gönderdim bilmiyorum aldin mi ya yok.

Aliye can bilmiyorsun sizleri ve oralari ne kadar özlemişim, yalniz şimdilik gelemiyoruk viza verdiklerinde, ilk firsatta oraya geleceğim.

Aliyecan eğer sizler gelebilirseniz, yazin gelirseniz çok sevinirim. Hasip beyin emekli ayrilacağini yazmişsin inşallah hayırlisi olsun.

Aliyecan bildiğin gibi öğleden önce ve sonra çalişiram, şimdi Cuma günlerindeçalişmağa başlamişam. Hulasa istirahat edecek vakit bulamiyorum. Yalnız bir olurum ki var bu vaziyet memnunum, sinir durumları çok iyi vaziyete bakalim önümüze gelecek günlerde neler olacak. Aliyecan kendime elbise dikecek ne vakit bulabilirim nede giyinecek yer, ekseren bir etek bir buluz giyiyorum kirlenecek kadar, yeni bir resim çektirmişem yadimdan çikmazsa haman göndereceğim. İşe  bu şekilde gediyorum.

Aliyecan ben pervizin oğlum alti ay önce görmüşem her haldı şimdi büyütüpte. Aliyecan işe başlamadan önce sinirlerim çok kötü dürümdeydi, şimdi burada çok iyileşmişem bundan dolay huzurum bozulmasin diye ne Tebrize gediyorum ne de pervize telefon ederim takriben bir mama ile biraz herdem işim olursa Perilen büyük ablamla telefonla könüşürüm. Hülasa böyle.
Benden Hasip beye selam söyle.
Ve bütün tanidiklara selam söyle.








Tamila  

6 Şubat 2017 Pazartesi

Meliha'dan Ablasına







Muhterem ablacığım;

Bursadan geldikten sonra Nevini yolcu ettik. Maşallah ki mektubuna bile nail olamadık. İşitdiğime göre .....den mektup almamışsınız. Tabii ki hepimizi üzüntü içinde bırakdı. Zararı yok fedakarlık unutuluyor.

Gelelim Eserciğine; bugün ameliyat olalı 17 gün oldu. Teyze olarak bir geçmiş olsun kelimesine nail olamadım. Bu güne bu gün yedi kat eller bile geçmiş olsuna geldiler. Burnumuzun dibinde enişteniz oturduğu halde insan yerine koyup ta bir geçmiş olsun demedi. Bu insanlık bizim üzerimize kalmış. Hastahanede yattığı zaman geceli gündüzlü elimden geldiği kadar kendisini yanlız bırakmamıştık. Ne ise zararı yok. Emin olun ki sizler ellere daha yakınsınız.

Oğlunuzu tebrik ederim. Neyse müdür oldu. Ve allasmaladığa da geldik. Eğer Nevin o taraftan geldiyse tabii siz İstanbula geleceğiniz zaman bizim bavuluda unutmazsınız.

Baki ben ve çocuklar ellerinizden öperim. Nurtenlere de selam ederiz. Büyük hanımın ellerinden öperiz.

Abla, Madam Jozefinin şişesi sizde kalmıştı. ............. la gönderdiğiniz şişe değildi. Şayet atmadınızsa uzun kağıt..... düz  bir şişeydi. Eter gibi kokuyor. Bulursanız gelirken getirmeyi rica ediyorum. Hem ben, hem de Madam Jozefin.


Meliha

3 Şubat 2017 Cuma

Kocasından İsmet Özmaya'ya (ikinci mektup)









20 Haziran 1972

Canım İsmet,


On birinci mektubun dün elime geçti, bugünde ilk defa olarak Müberra'dan kısa bir mektup aldım, eksik olmasın beni hatırladı. Nikah dairesinin bahçesinde çekilen ufak bir resimde göndermiş, resimde gelin ve damat, ablam, Osman, Hakan ve ikimiz varız, her zaman olduğu gibi maşallah sen çok güzel çıkmışsın, ablamla beraber ikinizde gülüyorsunuz. Allah daim etsin. Tevfik beyden mektup alıp almadığımı soruyorsun, mektubunu aldım ve cevap yazdım, yakın alakasına teşekkür ettim. Sana yazdığım mektuplardan birinde de Tevfik beyden mektup aldığımdan bahsettim. Doktor Salı ve Cuma sabahları hastanede oluyor, doktor gözüme baktı, durumdan memnun olduğunu söyledi. Bugüne kadar sabredip doktora daha ne kadar devam edeceğimi sormamıştım, kendiside bi şey söylememişti, ama bugün tahammül edemiyerek sordum, verdiği cevabı aynen naklediyorum, tahminine göre daha üç hafta buradayım ve bunun içine gözümü ısmarlayıp yapılacak prova müddeti de dahildir, inşallah dediği gibi olur, çaresiz sabretmek mecburiyetindeyim. Allahım bana sabırlar ve hayırlı neticeler versin, sende bana sabır ve acil şifa için dua et. Benim durumumu tahmin ederek ne kadar sabırlı olduğumu bugüne kadar anlamışsındır. Allahım hayırlısiyle bu işi neticelendirip beni sana kavuştursun ve bir daha birbirimizden ayırmasın, sanada sabırlar dilerim, benim durumumu düşünerek Allaha daima şükür et ve kendini üzme, mümkün olduğu kadar kendini oyalayarak müsterih olmaya çalış. Bugün biraz asabım bozuk ve çok sıkılıyorum, allah sabır ve ferahlık versin, onun için mektubumu dikkatli okuyup anlamaya çalışırsın, zira mektubu yazmaya başladığım halde kendimi bir türlü toparlayamadım, kusura bakma. Sesini duymak için inşallah Pazar akşamı (25 Haziran) telefon edeceğim, herhalde o güne kadar mektubum eline geçmiş olur. Bu mektubumu sana burada tahminen daha ne kadar kalacağımı bildirmek için yazıyorum, inşallah doktorun tahmini doğru çıkar.

Durumum dolayısıyle sana başka bişey yazamıyacağım. Soranlara selam ve sevgiler galiba geçen mektubumda bi kelime yerine noktalar koymuştum, cümleye göre herhalde kelimenin aslını tahmin etmişsindir, unutmazsan bana bildirde doğru olup olmadığını söyleyim. Mektubuma burada nihayet veriyorum. Sana sıhhat ve afiyet dilerim, beni seviyorsan kendini üzme ve müsterih ol, inşallah birbirimize kavuştuktan sonra başımızdan geçenlerin hepsini unuturuz. Seni hasret ve sevgiyle kucaklar her  tarafından ayrı ayrı öperim canım karıcığım. Seni allaha emanet ederim, hoşça kal.


Kocan




Meraklısına Mektubun Gönderildiği Apartman:


https://www.google.com.tr/maps/@40.9901798,29.0284637,3a,75y,175.85h,122.08t/data=!3m6!1e1!3m4!1sgNjVq9uQ8lcNq7IpkgGozA!2e0!7i13312!8i6656!6m1!1e1?hl=tr


eksik kelimenin düzeltmesi için ekşi sözlükten @pityss'e teşekkürler.



2 Şubat 2017 Perşembe

Kocasından İsmet Özmaya'ya








10 Haziran 1972
Lensbury Club
Broom Road
Teddington
Middlesex


İlk ve son aşkım İsmetime,

Bütün mektuplarımda, buradaki tahmin ettiğin durumum dolayısiyle ....,eksik veya düşük cümleler olabilir, okurken anlamaya gayret edersin, peşinen özür dilerim. Zarfını İrfan hanıma yazdırdığını tahmin ettiğim ilk mektubunu aldım ve bu mektubun için tekrar tekrar teşekkür ederim. Eksik olma her mektubunda sabredeceğimi ve üzülmememi istersin ama son mektubunda "geç olsun güç olmasın yeter ki sen sağ salim gel, ben katlanıyorum" demen beni ziyadesiyle memnun etti, zira senin için çok üzülüyorum, seni bırakıp buralara geldim fakat sende hemen er veya geç yapılması icab ettiğini biliyorum, yaş ilerliyor, daha sonra buralara gelmek ve bunlara katlanmak için eminim ki tahammıl edemeyeceğim. Zeki ve her zaman için uyanık olduğunu bilirim, ama aldığım son mektubunda bahsettiğim bir hususa ziyadesiyle hayran oldum ve beni mütehassır etti, böyle bir şey yazacağın veya beraberken bana söyleyeceğin hiç bugüne kadar hatırıma gelmemişti, beni çok çok memnun etti. Kral Edward'ı hatırlayarak sevgimizi onlarınkine benzetmen, hayret vallahi, nereden bunu hatırladın. Bunu yapmakla, hakikatı meydana çıkarmış oldun, bütün dost ve düşmanlarımızın bunu bilmesini isterim. Diğer hususta düşünmemiz için hiçbir sebep yoktu, bilirsin senin için herşeyi yapabilirim, ama bunu benden arzu ettiğini hissetmiş olsaydım hergün için muhakkak beraber olurduk, herhalde yanılmıyorum, belki hissetmiş olabilirim, o zaman senin ağzından arzunu işitmek beni daha ziyade memnun eder ve neticelendirirdik. Fevzi dayıyı ve Akatay ailesinin tebrik eder, analı babalı büyümesini dilerim. Senin için ......'e gitmeyi isterim ama bugünden bişey söyleyemem, ben her zaman için serbestim. Evvel İzmiri istediği gibi ayarlarım, kısmet olur da inşallah beraber gideriz.

Bugün pansumana gittim, Haziranın onu olmasına rağmen hava soğuktu, pardesüyü üzerimden çıkarmıyorum. İyiki iki kalın elbiseyle geldim. Her zaman mektuplarını beklemekteyim. Beni soranlara selam ve sevgiler. Vallide hanımada selam ve ellerinden öperim. Amca beye yenge hanımada selamlar. Ben sana yazdım, telefon geldi diye akşam yediden sonra evde olursun, aradığım pazar'dan sonra ikinci pazar belki ararım diye evde olursun. Mektubuma burada son veriyorum. Hamdolsun iyiyim, kendini üzme, seni meşgul edecek gezme, dikiş gibi şeyler ara. Seni Allaha emanet ederim. Seni tahmininden çok özledim, hasretle kucaklar, sıkı sıkı sarar, tekrar tekrar öperim, hoşça kal.


Kocan .... Özmaya

1 Şubat 2017 Çarşamba

Nilüfer'den Elgiz'e





4.12.984

Sevgili Elgiz,

Çok Sevgili annenin hakkın rahmetine kavuştuğunu gazeteden okuduğum gün, hemen telefon ettim. Fakat karşıma Tükan abla çıktı. Meğer bendeki kartlarında yazılı olan o telefon numarası şimdi ablanınmış. Tabii birşey farketmez. Onunla konuşarak başsağlığı ve sizlere sabır dileklerimi ona iletmiş oldum. Herhalde söylemiştir, işin garibi Hürriyet gazetesinde o ilanın çıktığı gün ben de tesadüfen günü birliğine İstanbuldaydım. Akşam üzeri saat 17.00 civarında işin bitti. Tren saatine kadar size gelmek için otobüse bindim. Fakat belki hala Anadoluhisarı'nda değilsinizdir diyerek ve vaktin de dar olduğunu düşünerek Kanlıca'da otobüsten indim. Orada oturup bir yoğurt yedim, biraz boğazı seyredip, trene döndüm. Ertesi gün evde birgün öncesinin gazetesini okuyunca gitmediğime nasıl pişman oldum anlatamam. Bu arada İlknur bana, Frankfurta gitmem için (Şimdi İlknur orada bilmem daha bunu söylemişmiydim?) uçak bileti yollamıştı. Biletin süresi 15 aralığa kadardı. Ben de bugüne kadar hep gidebileceğimi umdum. Bu vesile ile İstanbul'a gelince sana uğrıyarak uzun uzun konuşup dertleşebileceğimi düşündüm. Bu nedenle de sana yazamadım. Bir türlü işlerimi ayarlayıp Almanya'ya gitme işini ön plana geçiremedim. Niyet İlknur'a bileti iade ettim. Daha sonraki bir tarihe yeniden düzenletmesi için. Kısmetse belki ocak sonunda giderim.

Nasılsın? Umarım artık teyzemin yokluğuna alışmışsındır. Allah onu nur içinde yatırsın ve sizlere de başka acı göstermesin inşallah. Yarın da ablamın ölümünün ikinci yıldönümü. Hatim duası yaptıracağım. Bu arada sevgili anneciğin için de dua edeceğim.

Bizler iyiyiz. Billur, yine ODTÜ'de Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık adında yeni bir bölüm kazandı ve oraya devam ediyor.

Bana, yeni telefon numaralarını ve muayene hane adresi yazılı bir kartını yollarsan sevinirim. Yerini biliyorum ama, yazılı adresini bilmiyorum. Hepimiz sevgi ve selamlarımızı yollar, yeni yılda, sağlıklı, mutlu ve acısız günler dileriz...


Nilüfer