26 Eylül 2018 Çarşamba

Şahin, Gülten, Füsun, Nur Erginlerden Annelerine ve Ablalarına






11/6/1974
Andernach

Sevgili Ablacığım ve Canım Anneciğim
Satırlarıma başlamadan evvel hepimiz büyüklerin ellerinden küçüklerinde yanaklarından öperiz. Göndermiş olduğunuz mektubu aldık. Fakat ben hemen cevap yazamadım. Biliyorsun izin yaklaştığı için hem çalış hem ….. yap olmuyor. Zor oluyor. …… kusura bakmazsınız artık zaten buralarda pek havadis yok hepsi bildiğin gibi…… ben fabrikada yokken Sevim Berlinden Gültene telefon açmış. Gültende hiç yüz vermemiş. Ali de öbür kadını dövmüş polislik olmuş hepsi bu. Bir de Hatice ameliyat oldu apandisit. Geçen gün bizlerdeydi. Bizleri soracak olursanız hamdolsun iyiyiz çalışıyoruz. Çocuklarda okuyor ikiside bu sene sınıfı geçiyorlar dersleri iyi. Yaseminin de bu sene ki durumu ne geçiyor mu bana bildir…… Pazar Azralara gittik denize girdik diyor yazlığa nereye gittiler bana bildir. Bizde bu sene tutabilirdik ama ihmal oldu.
Buralarda da havalar fena sayılmaz ama pek de sıcak değil.
Seniz tanıyanların hepsinin selamı var. Burada satırlarıma istemeyerek son verirken hasretle hepimiz büyüklerin ellerinden küçüklerinde yanaklarından öperiz. Acele cevap bekleriz.
Behiye nasıl oldu yine ilk yardım hastanesinde mi bana bildir.

Sizleri unutmayanlar
Şahin
Gülten
Nur
Füsun
ERGİNLER

24 Eylül 2018 Pazartesi

Mehmet Giray Oğlu M. Kazım'dan Narmanlı Zade Hacı Mustafa Mahtumları Efendilere






MEHMET GİRAY OĞLU M. KAZIM
Manifatura Kumaş Tuhafiye Hafafiye mağazası
Telgraf: Giray
Havza 26/2/929

Narmanlı Zade Hacı Mustafa Mahtumları Efendilere
SAMSUN

Efendim,
25 Tarihlerinizi aldım.
300 Liralık bonumuzu ziraata verdiğinizi bildiriyursunuz. Şu gönlerde son ıstanbul borçlarımızı ödemekteyim. Bu itibarla bu bonuyu ziraata vermemenizi reca ederim. Ziraattan aldığım paranın gönü yanaştı. Bunu tediye ettiğimde yine mevcut param olmazsa tekrar alıp size veririm. Bizi bu gönlerde nazarımüsamaha ile görmenizi ümid eder hürmet ve minnetlerimi tekrarlarım efendim.

M. Kazım

21 Eylül 2018 Cuma

Furkan Öztürk'ten Cüneyt Özdemir'e








               Sayın Cüneyt Özdemir,

Ben Furkan Öztürk. Ülkü Bora İlköğretim Okulu’nda 3-E sınıfında okuyorum. Sizin programınızı beğeniyoruz. Sizi izleyerek kültürümüz artıyor. Öğretmenimiz sizi izletiyor. Bizde konusunu yazıyoruz. Hiç programınızı kaçırmıyoruz. Size çok teşekkür ederiz.

Furkan ÖZTÜRK


20 Eylül 2018 Perşembe

Yalçın Erdemir'den Emel Hanım'a






25.4.1978

Sayın Emel hanım,

Galeri ÖZKAN’a ait borcunuzdan dolayı evvelce icra takibi yapılmış ve bu borç tarafından İstanbul 4. İcra Memurluğunun 1977/5662 dosyasında taahhüt edilmiş ve bu taahhüde uygun olarak ilk ili taksit ödenmişti. Fakat her nedense diğer iki taksidin ödenmesi taahhüdü yerine getirilmedi. Taahhüt ettiğiniz miktardan bakiye borcunuz için gönderilen MUHTIRA evde kimsenin o saatte bulunmaması sebebiyle komşuya haber bırakılmak suretiyle posta memuru tarafından mahalle muhtarına bırakılmıştır. Ağustos 1977 tarihi itibariyle (1149,85 TL.) olan bakiye borcunuzu, mektubumun elinize geçtiği tarihten 3 gün içinde ilgili dosyasına yatırmanızı rica eder taahhüdü ihlalden dolayı takibe geçmek evvelce alınmış haciz kararını tatbik etmek mecburiyetinde bırakmıyacağınızı umar, saygılarımı sunarım.



Galeri Özkan
Vekili
Av. İsmail Yalçın ERDEMİR

19 Eylül 2018 Çarşamba

Türkan'dan Ebru'ya






31 Aralık 97
M

Sevdiceğim
Bir sürü insanı seviyorum ama sevgimi ifade etmem bir biçimde yasaklı. Sen sevgimi söze dökmekten korkmadığım biri olarak bana bir lüks daha sunuyorsun aramızdaki ilişkide.

Sana bu kâğıda ve gece vakti yazıyorum. Zamansız ve kağıtsızım anlayacağın. Ama bu yılın sözünü bir sonraki yıla bırakmayacağım dedim. Ve işte sözüm.
Sana teşekkür ederim. Var olduğun için. Böyle biri olduğun için, Ebru olduğun için.

97 benim için kötü bir yıldı. Çok kırıldım hatta birleştirmek için parçalarımı bulamıyorum. Bu mutsuz günlerde, aklıma geldikçe beni mutlu eden, coşkulandıran insanlardan birisin. Hatta bu aralar tek başına bir istisnasın. İnsanı saran, kuşatan bir sıcaklığın var.
Dünyayı düzeltmeye gelmişlerden olduğun için bu teşekkür.
İyi bir yıl dileğiyle
Ve son sözü hep şiir söyler:

ÜRPERME
İçindeki kar üşümesiyle
               Eskimiş yüreğini
Gece kuşlarına katarak
Bir güzel yalan söyleyip anılara
Harfleri bulanık bir sevdanın peşindesin.
N’olur geri dönme.


Not: (Bu sevdanın yaşam olduğunu düşünerek yazdım bu şiiri sana)
Notun Notu: (Yani senin için güzeltme sevdasından geri dönme demek istedim.)
Notun Notunun Notu: (Öhm! Şey! Sana aptal muamelesi etmiyom vallahi)

Türkan


18 Eylül 2018 Salı

Taner Çömlekoğlu'ndan Müşerref Hanım'a






OTEL ÇÖMLEK
Millikuvvetler Caddesi No. 53
227 47 – 227 48 BALIKESİR

3/10/1986

Sayın
               Müşerref abla

Benim mektubu yazmamdan sonra sizinde mektubunuz geldi. Bu arada fiyat artışları rahatsız hale gelmeğe başladı. Ben mektubunuzun geldiği sıralarda marangoza işin yapılmasını söylemiştim. Fiat artmasına karşı da tedbir alabilmek açısından bu marangoz işinin yapılmasında fayda vardır. Zira her iş kasaların ve pencerelerin takılması ile başlayacaktır. Eğer kış içinde iş yapılmayacak olsa bile bunlar hazır vaziyette durur, marangoza ödenecek olan para 700-750 bin T.L sı civarındadır.

Ayrıca siz mektubunuzda başka hangi işleri yapabiliriz, diyorsunuz. Eğer sıva olmayacaksa elektrik ve diğer işlerin yapılmasında da fayda yoktur. Sıva olmazsa onlar dağılır gider. Bu durumda işe devam edilmeyecekse marangoz işlerimizi taktırmayı dükkanda bekletiriz sonra taktırırız.

Bu arada siz de kooparatifle ilgili sorunlarınızı giderebilirsiniz. Marangoza verelecek bakiye paranın bir ay kadar müsaadesi vardır. Durum şimdilik böyle selamlar ve hürmetlerimi sunarım.

Taner Çömlekoğlu

13 Eylül 2018 Perşembe

Tamila'dan Aliyecan'a (Üçüncü Mektup)






Aliyecan Merhaba;

Mektubunu aldığımda çok sevindim. Şimdi Cuma ertesi iş yerimden mektub yazıyorum.
Aliyecan her zaman gelirsem mutlaka haber veririm. Şimdi yeniden pasport için çalışıyorum. Baharın sonlarına doğru belki pasportum hazırlanır. Eğer gelirsem haziranda veya Ekim ve Eylül ayında gelirim yine de yarını kim görmüş bakalım nasıl olur. Bende sizleri çok özlemişem. Gülsüm nene irana gelip geçenlerde tahrana getmiş gedip gördüm. Çok iyidi söylüyordu ki geldiğinde sana haber vermek istiyormuş yalnız çok acele geldiğinden habar verememiş.

Hüseyinde, karısı ile Fransaya gedip geçenlerde telefon etmişdi. Hülasa kendim günleri sayıyorum oraya gelmek için.

Aliyecan şimdi öğlene kadar bir yerde ve öğleden sonrada eski işimde çalışıyorum. Şimdilik gelirim fena değildir. Şayet ablamda çocukları ile birlikte oradan gelsin, elbette pasportla hala ellerine yetişmeyip.

Aliyecan Pervizin çocuğu gözel değildir yalnız çok tatlı dinleyin çocuktur sonra hiç ağlamıyor hülasa o kadar rahat çocuk ki …… çok hoşuna gidiyor. Annem çok seviyor bir iki aydan çok ondan uzak kalamiyor. Şimdi annem Tebrizdedir şayet iki aya kadar buraya gelir geçenlerde telefonda söylüyordu ki gelmek istiyorum ………….

Aliyecan bir ay oluyor evimi değişeli, şimdi devlet tarafından bir kat veripler, kaloriferlidir. Yalnız şehrin dışındadır.

Amma manzarası iyidir, sonra mahalli da iyidir hala tamamen yerleşmiş değilim.

Aliyecan tebrik ediyorum ki imtahanlarindan kazandiğin için, orada olup şirnisini yemek isterdim. Kaç seneydi ki ora varmişdin amma yine de karar verip imtahana girmen çok iyi oldu.

Aliyecan orada pansiyon durumu nasıl? Birisi çocuğu oraya gönderirse bir evde pansiyon yapabilirler mi ya yok?

Hasip beye ve bütün tanıdıklara çoklu selam. Operim seni.


Tamila

12 Eylül 2018 Çarşamba

Ebru'dan Sevgilisine









Merhaba

Senin hışmına uğrayan ilk mektup denemesinden sonra sana bir daha yamamaya son derece kararlıydım. Ama sana söylemem gereken bir düzine şey varken ve söyleyemiyorken yazmaktan başka çıkar yol bulamadım.

Nereden başlayacağımı, nasıl sıralayacağımı bilemiyorum. O nedenle bir ordan bir burdan karışık bir şey olacağa benziyor.

Sen yanımda değilken, kafamın içindeki sana, nasıl hissettiğimi tam da istediğin gibi ifade edebilirken, senin yanında bunların hiçbirinden bahsedememek sadece benimle ilgili değil diye düşünüyorum. Pek çok insana kendimi rahatlıkla ifade ederken ben sana bir türlü açılamıyorum. Açıldığımda da genelde ayrılmaya karar veriyoruz. Seninle bir türlü konuşamadık. Yan yana yürüyen insanların o kendilerine has ortak dillerini bir türlü geliştiremediğimiz gibi neredeyse var olanı da inkar ettik. Önceleri bu duruma sadece üzülürken, sonraları nedenleri üzerinde daha çok kafa yormaya başladım. Bu durum seninle ilgili olan yanlarından biri senin sürekli korunaklı tutumundan sanıyorum. Hayatını kendini korumaya adamış bir halin var. Daima kontrollü davranma ihtiyacı hissediyorsun. Bense özellikle önceleri o kadar paldır küldür yaşıyordum ki senin yanında duygularım, davranışlarım, isteklerim hep komik kaçıyordu. Bu durumun abesliği iyice canımı sıkmaya başladığında daha kontrollü davranmaya zorladım kendimi. Daha makul, daha ortalama, daha az şeyle yetinen. Oysa ben sana her istediğimde “seni seviyorum” demek istiyordum. Elimi sımsıkı tutmanı istiyordum. Doya doya gözlerini suç işliyormuşçasına kaçırmadan, gözlerine bakmayı istiyordum. Arada birbirimizin yerine karar verebilecek kadar birbirimizin hayatında söz sahibi olalım istiyordum.

…. benim bunları, değil varlığımda, sevginin dahi mutlu olmasına yetmediği, neredeyse varlığımı tanımayan, değil sevgi sözcükleri kullanmak ismimi dahi es geçip “şey” demekle yetinen, ….. mutlaka mazeretlendirmemi isteyen (yoksa “noldu” diye telefona çıkan) ….. birinden beklemem gerçekten abesle iştigal ediyordu.

Benim bu beklentilerimi özgürlüğüne kasıt olarak algılıyordun. Çünkü özgürlüğün senin için çok önemliydi. Ve sen kendin için önemli olan şeylerle o kadar meşguldün ki, karşındakinin de önem verdiği şeyler olabileceğini bir türlü idrak edemedin. Oysa ben de en az senin kadar düşkündüm özgürlüğüme. Senden, bu ilişkiden bir şeyler beklerken ne senin hayatını zaptetmek ne de kendiminkini feda etmek geçti aklımdan. Özgürlüğü tehdit altında olduğu düşüncesi sende öyle bir yer etmişti ki, bu korkun yüzünden beni defalarca kırdın.

Şu an burada değilsin. Geçen hafta geldiğinde özlemden çok, bir görevi yerine getirircesine görüştük. Daha da iki hafta görüşmeyeceğiz. Eski Ebru olsaydı seni bu sırada deli gibi özlerdi. Şimdiki ise özlemekten korkuyor. Duygularını bir süre derin dondurucuya koydu ve ne zaman erir o buzlar bilemiyor.

Bu yazdıklarımdan sonra zoruma giden başka bir şey de ne biliyor musun? Tüm bu olumsuzluklara karşı giderek bende tolerans gelişiyor. Bu duyguların intiharı gibi bir şey benim için.

Sanırım hala aşık olmayı bekliyorsun. Ben de sen bu duruma düşene kadar açığı kapatıyorum. Sana bir gün bir şey söylemiştim, onu tekrar edeceğim. “Kendi duygularının bekçiliğini yapan kişiyi hırsız bile çalmaz.” Bunu Özdemir Asaf söylüyor. Senin bu tanıma çok uygun olduğunu düşünüyorum. Sen bu bekçilik görevini layıkıyla yerine getirirken birinin gelip senin kalbini çalabilmesine imkan var mı dersin?

Aşk bir rüya. İnsan rüyasında maruz kaldığı şeylere müdahale edemiyor. Sadece sevme ve üzüntü duyabiliyor. Benim istediğim bu rüyadan uyandığımda, hayatıma yeniden ….. edebildiğimde de seçeceğim mutlu olacağım bir ilişki.

11 Eylül 2018 Salı

Cemile'den Ağabeyine





8.8.962

İstanbul
,
Muhterem ağabeyime;

Beni çok sevindiren mektubunuzu aldım. Çok teşekkür ederim. Bana gösterdiğiniz sıcak ve yakın alakadan çok müteessir oldum. Çok şükür tehlikeyi hem kısa zamanda hem çok ucuz atlattım. Dediğiniz gibi insanın başına aklına gelmeyen felaketler geliyor. Azim ve irade ile başımıza gelenleri atlatmağa bakacağız. Bildiğiniz gibi benim bu hastalığın etrafı hayli üzdü, babam ve annem ve hatta kardeş ve akrabalarım dahi çok üzüldüler. Ve bana çok uzak alaka göstererek beni de ayrıca çok sevindirdiler. İşte ağabeyciğim şimdi çok iyiyim inşallah çok yakında yine bir araya geleceğiz ki o günleri sabırsızlıkla bekliyorum.

Selam ve hürmetlerimle.


Annemin de çok selamı var
Burada benim yanımda



Kardeşin
Cemile

7 Eylül 2018 Cuma

Nesime Akdoğan'dan Kocası Arif'e






20.1.1956

Sevgili canım biricik Arif bocuğum;

Seyahate çıkarken senin istemeyerek gittiğini sezerek çok üzüldüm, inşallah sevinç ve muvaffakiyetle bizlerin yanına dönersin.

Bizleri hiç merak etme hepimiz iyiyiz.

…….., baban, maman ve biz hamdolsun iyiyiz. Arif bocuğum seni bu sefer daha çok özledim. Sevgilim maşallah hayırlı işlerle geri dönersin. Hayatım sen gideli ev bomboş ………………………. Tekrar seni göreceğim günü hasretle bekliyorum.

Sanım Arif bocuğum, iğne numunesini gönderiyorum. Kıza da telefon ediyorum şöfer oraya gidiyor.
Bana sıhhatini bildirirsen iki satırla dünyalar kadar memnun olurum.

Benim yeşil gözlü zümrütüm sana kavuşmaktır emelim. Nusret beyin ilacını unutma.

Salih efendiden, İbodan, Salihadan, Hüseyinden selamlar
Annem ….. İlhan Amcam ve ailesi yanaklarından öpüyorlar.


Senin hasretinle yokluğuna tevekkülle razı olan karın
Nesime Akdoğan

5 Eylül 2018 Çarşamba

Neriman Çıtak'tan Müşerref Çengeloğlu'na








Neriman Çıtak


24-4-1965
Adana


Sevgili Müşerref

Nasılsın iyisindir inşallah. Huzursuz çalışma durumuna üzüldüm ama ne yaparsın …… olmuş insanlarla bir arada çalışma mecburiyeti karşısında biraz sabır ve hatta onların ……. harekatını görmeyip kıymet vermemek lazım. Dünya egoizmle dolu, herkes kendini düşünüyor. Müşterek yaşama ve karşılıklı hak ve hukuk bilen yok maalesef. Onun için sen de boş ver, düzeltemeyiz biz bunları.

Bu taraflara seyahat düşüncenin tahakkuk edemeyişine üzüldüm. Zira bu mevsim buraların güzel zamanı ve hemen geçer ve yazın sıcakları saltanat sürmeye başlar.

Bu bayram tatilinde Serpil ile …. ….  …. haftalık Ankara seyahati yaptık. Uzun senelerden beri böyle bir tatil geçirmemiştim. İki tiyatro ve bir bale, ne dersin buna. Gerçi çok memnun ama aç kurtlar gibi üst üste görülen eserlerin tesiri daha başka oluyor. Devlet tiyatrosu sanatkarlarının oynadığı “Yaşlı Kadının Ziyareti” isimli eserde Mediha Gökçer fevkalade idi. Bale ise o bambaşka bir durum ki “Çeşme Başı” ile Türk folklörünü baleye uygulama hususunda güzel bir çalışma ve başarı.

Bazı Ankaralılar Çeşme Başını beğenmiyorlar ama ben onlarla hem fikir değilim. Velhasıl kelam uzun ve yorucu bir çalışma hayatından sonra bu bir iki ziyafetle doydum ve dinlendim ve böylece de çalışmaya kuvvet toplamış oldum.

Mektubuma son verirken iyi günler diler hasretle gözlerinden öperim.


Neriman Çıtak

4 Eylül 2018 Salı

Yeni Evlenen Çifte Bir Mektup







25.1.1971

Kıymetli Oğlumuz, Kızımız

Bizi çok memnun eden ….. ve düğün resimlerinizi aldık teşekkür ederiz. Sağ var olun. Sizlerin sıhhat ve mutluluk haberlerinizi almak bizleri nasıl sevindiriyor bilemezsiniz. Resimleriniz gayet güzel çıkmış çok hoşumuza gitti. Anneniz nasıllar? Sizler herhalde çok mutlu ve iyisinizdir her zaman duacıyız.

Karşılıklı …. İyet saygı ve sevgi yuvanın temel taşıdır. Annenizle beraber her zaman sizleri bekleriz. Büyükler evin temelidir hele çalışan kadınlar için. Güldiken kızımızı mutlu görmek bizim için en büyük saadet. Rahmetli nur içinde yatsın anne annen benim her şeyimdi. Onu anmadığım bir gün yok. Annene, babana da ayrıca mektup yazdım 2 tanesi ev adresine bir tanesi posta kutusuna henüz bir cevap alamadım. Satırlarıma son verir sevgi ve hasretle her birinizi gözlerinizden öper annenize selam hürmetler ederiz.


İmza
Çok acele yazdım düştüm kolum incinmişti. Şimdi biraz iyileşti. Kusura bakmayın.